Merhaba, ilk yazımın heyecanı ile yanıp tutuşuyorum. Bugün siz değerli okurlarımla yeni bir konuya adım atacağız. Bu yazımda sizlere kısaca hobim ve meslek olarak düşündüğüm tasarımdan bahsedeceğim.

Öncelikle tasarım deyice aklımıza o kadar fazla şey gelmeyebilir, ama anlattığım şeylerden sonra inanın aklınızda bir şeyler canlanmaya başlayabilir hatta aklınızda o canlanan şeyleri bir kâğıda, bir ekrana veya bir fikire dönüştürebilirsiniz.

Öncelikle tasarım ne demek ona bir bakalım:

İngilizcesi “design”, Türkçesi “zihinde canlandırılan biçim, tasavvur” şeklinde bir mana çıkar. Elizabeth Adams Hurwitz ise “gerekli olanın araştırılması” şeklinde tanımlama yapmıştır.

Tasarım deyince aklımıza bir şeyleri tasarlamak yeni bir nesne veya ürün için bir plan oluşturma gibi manalarda karşımıza elbet çıkabilir. Ancak sanayi devrimi ile gelişen dünya elbette tasarımda da geride kalmadı. Görsel sanatlardan mühendisliğe, web tasarımından algoritma tasarımına kadar bir sürü kola ayrılabiliyor. Şimdi bunları bir kenara itekleyip “Grafik Tasarım” konusuna giriş yapacağız.

Grafik tasarım denilince aslında nereye baksak ucundan veya doğrudan bir şeyler görebilmemiz mümkün. Yolda giderken reklam panolarında gördüğümüz reklamlar, marketlerin indirimli ürünlerini sergilemek için astıkları afişler, en basitinden bize bir mesajı iletmek, bir görseli geliştirmek veya bir düşünceyi görselleştirmek için metnin ve görsellerin algılanabilir ve görülebilir bir düzlemde, iki boyutlu veya üç boyutlu olarak organize edilmesini içeren yaratıcı bir süreçtir. Biliyorum anlamı biraz karışık ama örnekleme yapa yapa umarım tereyağından kıl çekercesine anlayacağız. Grafik tasarım dediğimiz kavram aslında te mağara insanlarına kadar dayanır. Biraz ilginç gelmiş olabilir ama evet, gerçekten de en eski atalarımız grafik tasarım yapıyordu. Mağara duvarlarına çizdikleri o güzelim resimler bizim bugün yaptığımız o işin tohumlarıydı. Fakat tohum yavaş büyüdü ki bunun sebebi bu zamanda olduğu gibi teknolojik imkanların veya malzeme yetersizliğinden kaynaklı idi. Ama biz asıl çıkış noktası olarak sanayileşme ve modern yaşam dönemlerini ele alalım. 

Sanayileşme ve modern hayata geçiş dönemlerinde, fabrikatörler ve iş insanları yaptıkları veya ürettikleri eşyanın bir reklamını yapma gereği duydular. Çünkü gün geçtikçe resim sanatı farklı bir yöne doğru ilerlemeye başlamış ve grafik, afiş, ürün katalogları vb. öne çıkmaya başlamıştı. Gazetenin de ortaya çıkmasıyla artık insanlar habere ve bilgiye biraz daha hızlı erişmeye başladılar. Eh bunun sonucunda da reklam ve tanıtım öne çıkmaya başladı. Örneğin; ürün katalogları ilk önceleri fotoğraflarla değil gravür baskılar
ile yapılmaktaydı. İşlerin tanıtımını ve duyurusunu yapan afişler de kendi içerisinde ayrı bir alan haline geliyordu. Bu alanlarda ilk çalışanlar da grafiker, grafik sanatçısı veya tasarımcı değil ressamlardı. Bu yüzden resimsel özellikleri önde, tipografik özellikleri geri planda kalıyordu. Fakat baskı tekniklerinin ilerlemesi, fotoğrafın geliştirilmesi ve tipografinin önem kazanması ile özellikle afiş tasarımı ve dolayısıyla grafik sanatlar resimden ayrı, tasarımın birer dalı olarak ortaya çıkmıştır.

Bu yazının şimdilik sonuna geldik, diğer yazımı en kısa zamanda yazmak ve yayınlamak için sabırsızlanıyorum.

Görüşmek üzere.

Kaynaklar: Wikipedia